Otizm Nedir? Otizm Psikoterapisi Var mıdır? Otizmli Çocuğa Nasıl Davranılmalıdır?

Otizm ilk olarak 1943'te Amerikalı psikiyatrist Leo Kanner tarafından tanımlanmıştır. Kanner otizmin 3 temel özelliği olarak aşırı yalnızlık, çevredeki değişikliğe verilen aşırı tepkiler ve konuşma bozukluklarına dikkat çekmiştir. Otizm doğuştan gelen ve erken yaşlarda ortaya çıkan bir gelişim bozukluğudur.  Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı çalışmalar genetik temelli olabileceğini göstermiştir.  Merkezi sinir sistemindeki bir anormallik ya da beyinde hücreler arası mesaj taşıyan sistemlerdeki bir eksiklik ya da fazlalıktan kaynaklandığı düşünülmektedir. Otizm her çeşit coğrafyada ve toplumda görülmektedir; ekonomik koşullarla bir ilişkisi bulunmamaktadır.

           Otizm, en sık rastlanan gelişim bozukluklarından biridir. Dünyada görülme sıklığı yaklaşık 88'de 1'dir ve erkeklerde kızlara oranla 4 kat fazla görülmektedir.

           Her ne kadar bazı otizmli bireylerde nörolojik sorunlar görülse de (nöbet, istemsiz hareketler vb.), otizm bir ruh hastalığı değildir. 

           Her otistik bireyde farklı seviyede zeka geriliği görülmektedir. Zeka testlerinde farklı alanlarda farklı yetenekler gösterebilirler. Çok az bir grupta çok güçlü bellek gibi üstün özelliklere rastlanır.

 

Otizmin belirtileri nelerdir?

-Yaşın gerektirdiği temel becerileri edinememe (dil becerileri, vücut hareketleri vb.)

-İsme tepki vermeme

-Uygunsuz ve sebepsiz ağlamak ya da gülmek

-Sallanmak ya da çırpınmak gibi sürekli hareketler

-Eşyaları sıraya dizmek, yerleri değiştirildiğinde aşırı tepki vermek

-Acıya tepkisizlik

-Oyuncaklarla oynayamamak, yaşıtlarla iletişim kuramamak

 

Otizm Sahibi Çocuğa Nasıl Davranılmalıdır?

                Çocuklarının otizm bozukluğuna sahip olduğunu öğrenen ebeveynlerin verdikleri tepkiler şok, inkar ve kabullenme gibi duygusal aşamaları içerir. Her aile benzer süreçleri yaşar ancak önemli olan çocuklarını oldukları şekilde kabullenmelerine yardımcı olmak ve onları en yüksek performans gösterebilecekleri hale getirebilmelerini sağlamaktır. İstemsizce de olsa çocuklara kızılmamalı, bağırılmamalı ve onların çevreyi anlamlandırmada güçlük çektiğinin farkına varılıp sevecen bir tavırla yaklaşılmalıdır. Onlara sürekli agresif bir şekilde yaklaşmak durumlarını kötüleştirecektir.

                İlerleyen zamanlarda çocuğun geliştirmesi ve edinmesi gereken yetenekleri doğrultusunda bir özel eğitim kurumunda eğitime başlatılmalı ve aile de programa dahil olmalıdır. Okula uyum sürecinde zorlukların yaşanması normaldir, ancak çocuk çevresini tanıdıkça ve güvenli hissettikçe bu sorunlar azalacaktır.

 

Otizmin Psikoterapisi Var mıdır?

                Otizmin bilinen bir psikoterapisi bulunmamakla birlikte, erken yaşta başlanan ve sürekli özel eğitimle çocuğa temel beceriler kazandırılabilir. Otizme eşlik eden diğer problemler için ilaç desteğinden de yararlanılabilir. Aileler de mutlaka eğitim sürecinde etkin rol almalı ve eğitimin ev içerisinde de devam etmesini sağlamalıdır.

                Özel eğitim kapsamında eğitsel terapiler, konuşma sorunlarına yönelik terapiler ve diğer yöntemler bulunmaktadır. Bu eğitimler genellikle haftada en az  5 saat ve 12 ay boyunca devam etmektedir.

                Otizmli çocuğa sahip ailelerin psikolojik süreçleri sıkıntılı dönemlerde çiftler arasında veya bireysel uyumsuzlukla da baş gösterebilmektedir.

                Bu açıdan bu sorunlarla tek ve bir başlarına mücadele etmeye çalışmak yerine bir ruh sağlığı uzmanından psikolojik destek almaları çok doğru olacaktır.

 

Uzman Klinik Psikolog M. Berk KARAOĞLU


Geri