Mutlu Çocuk

Çocuk, özgürlüğün sembolüdür bir bakıma. Onun dünyasında sınır diye bir şey aslında yoktur. Varsa da kabul etmek istemez, bu yüzden kurallara ya da sınırlara karşı gösterme eğilimindedir. Çocuk, istediğini istediği zaman yapmaya odaklıdır, beklemek ya da sabretmek ona göre değildir. Aksi takdirde hırçınlaşıp öfkelenmesi, ağlaması, bağırması, inatlaşması eksik olmayabilir.  

Aklına geldiğinde oyun oynamak isteyecek, acıktığı an kesinlikle bir şeyler yiyecek, uykusu geldiği an o yerde uyumak isteyecektir çocuk. Zihni aslında çok doludur çocuğun. Bir anda o kadar çok şeyi yapmak ister ki, bu yüzden yarım yarım bırakır bütün işlerini. Bir ona bir buna koşuşturmanın heyecanı olur, telaşı olur. Çocuktaki bu hareketlilik onun doğasında vardır, hep olacaktır. Ve çocuk istediğini istediği zaman yapabilme özgürlüğü ile vardır. Bu özgürlük onun kendini keşfetmesini, güven duymasını, yapabildiklerini ve bir o kadar da yapamadıklarını görmesine katkı sağlayacaktır. 

Evet, sınırlar kesinlikle olmalıdır. En azından en düşük seviyede de olsa bazı şeylere kesinlik getirilmelidir. Fakat hiçbir şekilde bu sınırlamalar, çocuğun doğasını incitmemeli, olumsuz anlamda ve onu etkileyecek şekilde uygulanmamalıdır. Çocuğun rahat ve özgür olması, kendisi olmasını sağlayacaktır. Anne baba için bu zamanlar aslında çocuğunu gözlemlemek ve onu tanımak adına verimli zamanlardır. Çocuk ne zaman ne yapıyor, ne yapmak istiyor, neye ilgi duyuyor, nelerden kaçıyor ya da neleri istemiyor.. Bunun gibi birçok sorunun cevabı ‘özgür çocuk’ta gizlidir aslında.  

Anne Baba, Çocuğu Nasıl 'Özgür' Bırakabilir?

Anne babalar, çocukları için gereken önlemleri aldıktan sonra, çocuğu gerçek anlamda özgür bırakmalıdır. Gerekirse onların dünyasına ortak olmalı, onunla beraber özgürleşmelidir. Bu, çocuğun özellikle kişisel gelişimi için oldukça önemlidir. Anne babasıyla beraber etkileşimde bulunarak yapılan aktivitelerde, programlarda çocuğun o bütünlüğü hissetmesi çocuğun daha rahat ve güçlü hissetmesini sağlayacaktır. Anne babasının yanında olduğunu bilmek çocuk için önemli bir destek kaynağıdır. Unutulmamalıdır ki, burada püf noktası, çocuğun özgür şekilde davranabildiği ortamlar olmasıdır.  

Anne babalar bu konuda dikkatli ve esnek olmalıdır. Eğer çocuğunuzun yapmak istediği bir şey gerçekten onu mutlu edecekse ve o anda ciddi anlamda hiçbir şekilde zarar vermeyecekse bir şeye ya da bir kişiye, çocuğa istediğini yapması için izin verilmelidir (çocukta her zaman ‘izin’ olarak algı yaratmamalı, çocuk doğaçlama olarak da rahat bırakılmalıdır ).  Bu şekilde yaklaşımlar, başka zamanda yapmaması gerekenleri çocuğa söyleme ve öğretme adına çok daha kolaylık sağlayacaktır. Hem olması hem olmaması gereken durumlar dengede ilerledikten sonra, çocuğun karşı çıkma itiraz etme gibi tepkileri de azalmaya başlayacaktır. 

Özgür çocuk demek, her şeyi yapabilen sınır tanımayan çocuk demek değildir. Özgür çocuk, kendini ve dünyayı en verimli şekilde keşfedebilen çocuk demektir aslında. Bu yüzdendir ‘çocuklarınızı özgür bırakın’ denmesi. Bu yüzdendir ‘bırak çocuk kumla oynasın üstünü çamur yapsın’ denmesi. Bırakın yapsın, onun da tadını alsın. Her şey iyi olsun güzel olsun temiz olsun diye çocuğu kısıtlamak, onu ileride küçük bir aksilikte ya da olumsuzlukta bile derinden yıkılmasına sebep olacaktır. Bu yüzden, bırakın ‘özgür’ olsun çocuk. Keşfetsin iyiyi kötüyü güzeli çirkini temizi kirliyi doğruyu yanlışı. İzin verin, rahatlık verin çocuğunuza. Aslında en büyük mutluluğu vermiş olursunuz ona, çünkü ‘özgür çocuk’ mutlu çocuktur aslında.

 

Özel Berk Karaoğlu Aile Danışma Merkezi 

 


Geri