Hamilelikte Depresyon

HAMİLELİKTE DEPRESYON NEDİR?

 En sık görülen hastalıklardan biri olan depresyon kadınlarda hamilelik döneminde ve sonrasında da görülebiliyor. Hamileliğin bazı belirtileri depresyondaki belirtilerle benzerlik gösterdiği için bu dönemdeki depresyonu belirlemek için hormon dengesizliğinden oluşan belirtilere bakmanın yanı sıra davranış örüntülerini de incelemek gerekebiliyor. Hamilelik dönemindeki depresyonun belirlenmesi ve bu hastalığa yönelik tedbirler alınması anne ve bebeğin sağlığı açısından oldukça önemli. Bu nedenle öncelikle hamilelik dönemindeki depresyonun belirtilerinin iyi anlaşılması gerekiyor.

HAMİLEYKEN DEPRESYONDA OLDUĞUMU NASIL ANLARIM?

Bir duygudurum bozukluğu olan depresyon kendini devamlı mutsuz hissetme, çok az veya çok fazla uyuma, intihar düşünceleri, kendini değersiz hissetme, bir işe konsantre olmada zorlanma, iştahsızlık veya çok iştah gibi belirtilerle kendini belli eder. Yani hamile kadınların yaşadığı depresyonun diğer insanların yaşadığı depresyonla örtüştüğünü söylemek yanlış olmaz. Ancak bunlara ek olarak, depresyonda olan hamile kadınlar bebeği hakkında aşırı bir endişe duyabilir, doğum öncesi bakım konusuna önem vermeyebilir, sigara veya alkol yani madde kullanımına başvurabilir ve anne olma konusunda kendine güven duymayabilir. Tüm bunlar çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkileyeceği için böyle belirtilerin ciddiye alınması ve yakından incelenmesi çok önemlidir.

HAMİLELİKTE DEPRESYON NASIL OLUŞUR?

Peki kadınlar için çok önemli bir süreç olan hamilelik sürecinde depresyon nasıl oluşur? Hamilelikte depresyonun oluşumunda farklı faktörler etkili olabilmektedir. Ancak, hamilelik döneminde yalnız yaşamak, annenin stresli bir hayatının olması, diğer aile bireylerindeki depresyon geçmişi, plansız veya istemeden hamile kalmak, aileden ve çevreden alınan sosyal desteğin yetersiz olması da önemli olabilmektedir. Bunların yanı sıra, aileyle ve arkadaşlarla olan iletişimin sağlıksız olması veya daha önce kısırlık tedavisi görmüş olmak da hamilelikte depresyonu tetikleyebiliyor. Tabii ki evlilikte yaşanan sorunlar da bu hastalığı değerlendirirken göz önüne alınmalı.

PEKİ YA DOĞUM SONRASI?

Doğum sonrası depresyon bir diğer adıyla postpartum depresyon, tipik olarak doğumdan 1 ila 3 ay sonra başlar ancak farklı zamanlarda da başladığı görülebilmektedir. Eğer hamilelik dönemindeki depresyon psikoterapi ile desteklenmezse yani gerekli olan psikolojik destek alınmazsa, annenin doğum sonrası depresyon geliştirme olasılığı da bir hayli yüksek olur. Doğum sonrası depresyonun belirtileri de yukarıda bahsedilen belirtiler olmakla birlikte, bu depresyon türünde ayrıca bebekle bağlantı kurmada yaşanılan zorluk ve annenin iyi bir anne olamayacağı düşüncesiyle birlikte bu konuda kendini yetersiz hissetmesi ön plana çıkabilir. Bu dönemde anne, yaşamının diğer zamanlarından farklı olarak anne rolüne bürüneceğinin, çocuğuna sağlıklı ve güvenli bir ortam oluşturması gerektiğinin farkındadır. Bu durum da anne üzerinde bir kaygı yaratabilir ve bundan dolayı daha fazla duygusal çöküşler yaşayabilir. Bu sürecin hem anne hem de çocuk üzerinde olumsuz sonuçlar yaratma olasılığı yüksek olabileceğinden hastalığın tedavi sürecinin psikolojik destek ve psikiyatrik destek ile birlikte yürütülmesi önerilmektedir.

TERAPİ NASIL OLMALI?

Yukarıda da belirtildiği üzere depresyon sürecinde birçok iştah problemi, uyku problemi, çökkünlükler, hiçbir şeyden zevk alamama gibi birçok problem olabilir ancak bu semptomlara odaklanmak yerine bunların neden ve nasıl oluştuğuna bakmak daha faydalı olabilmektedir. Bu anlamda bilişsel ve davranışsal örüntüleri dikkate almak önemlidir. Yani bilişsel davranışçı terapi sürecine girilebilir. Fakat, danışanın daha temel kaygıları var ise (çocuk ile ilgili, çocuk yetiştirmekle ilgili, hamilelikle ilgili) EMDR desteği alınabilir. Ancak daha çok bu süreçte danışanın eşiyle birlikte gelmesi önerilmektedir çünkü hamilelik çok hassas bir dönemdir ve bu dönemde eşinin cinsel, sosyal ve duygusal anlamda paylaşımları hamile kadın için çok önemlidir. Bu anlamda, bütüncül bir terapi de tercih edilebilir. Hamilelikte psikiyatrik destekten ziyade psikolojik destek verilmesi önerilmektedir. Ancak, psikolojik desteğin tek başına yetmediği durumlarda psikiyatrik destek almak da gerekebilir.

 

Uzman Klinik Psikolog M. Berk Karaoğlu

 

 

 


Geri