Şizofreni Hakkında Merak Edilenler

‘’ŞİZOFRENİ HAKKINDA MERAK EDİLENLER’’

Psikoz, bireyin gerçeklik algısının yitirilmesidir. Psikozun bir türü olan şizofreni, kişinin gerçek ile gerçek olmayan durumları birbirinden ayırt etme konusunda güçlük yaşama durumudur. Şizofreni ile bireyin; duygu, düşünce ve davranışlarında bozulmalar gözlenebilir. Bu psikolojik rahatsızlığın kronik olduğu için tam olarak bir iyileşme sağlayamayacağı fakat dönem dönem kontrol altına alınabileceği bilinmelidir. Şizofreni hastalığında iş,öz bakım  ve sosyal hayat gibi alanlarda hastalık öncesi dediğimiz prodromal döneme oranla karşılaştırdığımızda işlevsellik düzeyi belirgin şekilde altındadır. Halüsinasyon diğer bir adı ile varsanı,duyularımız ile hissedebileceğimiz bazı ses, koku, dokunma ya da herhangi bir objeyi gerçekte olmadığı halde algılama durumudur. Sanrı ise diğer bir adı ile hezeyan bireyin inanmaya devam ettiği tuhaf düşüncelerdir. Bu tip hastalarda sosyal izolasyon,i çekapanıklılık görülmektedir. Kişinin şizofreni tanısı alabilmesi için en az 6 ay geçmesi gerekmektedir.

 

ŞİZOFRENİ SEMPTOMLARI

*İşitsel halüsinasyonlar. (Normalde olmayan sesleri duyması.)

*Sanrılar. (Tuhaf düşünceler, inanışlar.)

*Dezorganize davranış.(Dağınık davranış.)

*Dezorganize konuşma.(Dağınık konuşma.)

*Sosyal izolasyon, içekapanıklık buna bağlı işlevsellik düzeyinde azalma.

*İstenç kaybı(avolisyon), konuşmazlık (aloji)ve tekdüzelik şizofreninin negatif semptomları arasında yer almaktadır.

*Cinselliğe istekleri ve yönelimleri fazladır.

*Paranoid düşünceleri fazladır.

*Anhedoni. (Zevk alamamak.)

HALİSÜNASYON VE SANRININ FARKLARI

Halüsinasyonda, gerçek olmayan başka bir ifade ile herhangi bir uyarıcı olamadan duyusal deneyim gözlenmekteyken, sanrılarda kendine ait olmayan tuhaf olarak tabir edebileceğimiz düşüncelerin veya inançların kişinin beynine dış bir faktör tarafından "düşünce sokulması" olarak yorumlanabilir. Halüsinasyonlar ve sanrılar, şizofreni hastalığında pozitif semptomlar grubunda yer almaktadır. 

Peki ya pozitif-negatif semptomlar nelerdir?

Pozitif semptom, şizofreni akut epizodları normal davranış dağarcığında bulunmayan aşırılık ve bozukluklardır. Pozitif semptomlar arasında; sanrılar, varsanılar ve dezorganize konuşma yer almaktadır.

 

 ŞİZOFRENİDE AİLENİN ROLÜ

Şizofreni psikolojik rahatsızlığı, başlarda hastalığın nedenleri, semptomları üzerinde ilerlemekteyken son zamanlarda ailenin rolü konusuna da oldukça değinmektedir. Burada bahsetmek istediğimiz olgu şizofreni hastalığının genetik geçişli olmasına vurgu değildir. Tabi ki genetik geçişin etkisi yadsınamaz fakat üzerinde durmak istediğim konu bu hastalıkta ailenin rolü. Şizofreni tanısı almış hastaya, ailesi sözel veya sözel olmayan olumsuz mesajlar verdiği görülmektedir. Bu tip durumlarda hastalarda, itici örüntü hızla artabilmektedir. Ailenin bu şekilde bir tutum sergileme sebebi açık değildir ve bu aile ile hastanın uyumu arasındaki bağlantıyı açıklayan bir süreç olarak gözlenmiştir. Hastaya karşı, ailenin eleştirel yaklaşması kendisine karşı olumsuz, ve yanında olmayan bir algıya sebebiyet vermektedir. Aşırı koruyucu anne-baba tutumu da şizofreniyi tetiklediği tespit edilmiştir.

 

ŞİZOFRENİ TEDAVİSİNDE NASIL BİR YOL İZLEMELİYİZ?

Şizofreni çözülümünde ,göz önünde bulundurulması gereken birçok önemli faktör etkili olmaktadır. Psikoterapi yönteminin etki etmediği durumlarda antipsikotik ilaç kullanımı tedavi yöntemi olmuştur. Bazı durumlarda psikoterapi bazı durumlarda ilaç kullanımı bazı durumlarda da hem ilaç kullanımı hem de aile temelli programların kullanımı tedavi yöntemi olarak belirlenmiştir. Yazımızın başında da değinmiş olduğumuz hastalığın semptomlarından sosyal izolasyonu uygulayan içe kapanıklık oranı yüksek hastaların tedavisinde, direkt olarak doğrudan aktif bir psikolojik yaklaşım uygulanması konusunda dikkatli olunması gereken bazı sebepler vardır. Bu tip hastalarda, sosyal etkileşim oranlarını arttıran programlar sosyalliğini arttırmak amaçlı olumlu olarak algılansa dahi kişinin gündelik hayatında farklı uyum alanlarını ters etkileyebileceği bilinmektedir. İlaç tedavisini uygulamadığımız hastalarda sosyal müdahale programlarında yüksek stres ile baş edemedikleri de gözlenmiştir. Davranışsal tedavinin etkisi ise, ilaç ile birlikte kullanılması durumunda daha olumlu hale gelmiştir.

ÖZEL BERK KARAOĞLU AİLE DANIŞMA MERKEZİ


Geri